Bitcoin, son on yılda finans dünyasının en büyük devrimlerinden biri haline geldi. Bu devrimin merkezinde, ABD hükümetinin yasadışı işler yoluyla el koyduğu büyük miktarda Bitcoin bulunuyor. Ancak bu devasa stok, ne ABD hükümetini ne de kripto para piyasasını harekete geçiriyor gibi görünüyor.
ABD Hükümetinin Bitcoin Varlıkları
Wall Street Journal'ın raporlarına göre, ABD hükümetinin yaklaşık 200 bin Bitcoin'i bulunuyor. Bu, güncel değeri baz alındığında 5,4 milyar dolarlık bir varlığa denk geliyor. Ancak bu rakamın sadece yüzeyde görünen kısmı olduğunu düşünenler de var.
Ele Geçirilen Bitcoin'lerin Kaynağı
Bu devasa Bitcoin yığını, çoğunlukla siber suçlulardan ve darknet piyasalarından elde edildi. Özellikle ABD Adalet Bakanlığı'nın yönettiği cüzdanlarda tutulan bu varlıklar, en üst düzey şifre koruma sistemleriyle çevrimdışı olarak saklanıyor.
Hükümetin Bitcoin'lerle Planları
Bitcoin stokunun bu kadar büyük olmasına rağmen, ABD hükümetinin bu varlıkları ne şekilde kullanacağı belirsizliğini koruyor. Birçok kripto para uzmanı, bu Bitcoin'lerin satışının piyasada büyük dalgalanmalara neden olabileceğini düşünse de, hükümet bu konuda sessizliğini koruyor.
Bitcoin Varlıklarının Geleceği
ABD hükümeti, Bitcoin'lerini dönüştürme konusunda oldukça temkinli davranıyor. Bu varlıkların hızla nakde dönüştürülmesi yerine, yasal süreçlerin tamamlanmasını bekliyor. Bu süreçler yıllar alabiliyor ve bu süre zarfında Bitcoin'in değeri ciddi şekilde değişebiliyor.
Hükümetin Elde Ettiği Karlar
ABD Adalet Bakanlığı, geçmişte ele geçirdiği Bitcoin'leri saklama eğiliminde. Özellikle 2013 yılında Silk Road operasyonu sonucunda elde edilen Bitcoin'ler bu kategoriye giriyor. O günden bu yana, Bitcoin'in değerindeki artış hükümetin lehine işledi. 2016'da gerçekleşen Bitfinex hack olayı da benzer bir senaryo oluşturdu. Bu durum, ABD'nin kripto varlık stratejisinin yalnızca yasal süreçlere dayalı olmadığını gösteriyor.
Elde Edilen Gelirlerin Kullanımı
ABD hükümeti, Bitcoin satışlarından elde ettiği geliri genellikle mağdurlara geri ödüyor. Bu, hükümetin sadece kendi kazancını düşünmediğini, aynı zamanda mağdur olanların haklarını da korumaya çalıştığını gösteriyor.