AKP yönetiminin 21 yıllık ekonomi politikaları, Merkez Bankası'nın ısrarla faizleri düşürme stratejisi ve seçim öncesi döviz dalgalanmalarını engelleme çabası Türkiye'yi daha derin bir ekonomik krizin eşiğine getirdi. Önümüzdeki dönemlerde, ülkeyi daha zorlu süreçlerin beklediği öngörülüyor.

Ekonomist Remzi Özdemir, AKP'nin gelecek adımlarına dair bir benzetme yaparak öğrenci yaşamına dikkat çekti. Özdemir, "Üniversite öğrencileri için oldukça tanıdık bir durum vardır: En temiz kirlinin arayışı. Çünkü bekar bir öğrenci sıklıkla çamaşır yıkayamaz ve sonuç olarak daha önce giymiş olduğu kirli çamaşırlar arasından en az kirlenenini seçmek zorunda kalır. Ben, AKP'nin ekonomi yönetiminde tercih ettiği isimlere bakarken bu durumu görüyorum." şeklinde görüşlerini belirtti. Bu benzetme, mevcut ekonomik sorunlar karşısında yönetimin hangi seçenekleri tercih etmekte olduğunun altını çiziyor.

Seçim bitti! Artık makyaja gerek yok. Her şeyin açık açık yapılması zamanı geldi.

AKP lideri Erdoğan kendi yarattığı devasa ekonomik sorunlarıyla baş başa kaldı.

Erdoğan son resmi verilere göre 20 yıl öncesine giden ekonomiyi nasıl toparlayacak?

Dahası bunu yapabilecek bir kadrosu var mı?

Üniversiteye öğrencilerinin çok iyi bildiği bir mecburiyet vardır. Kirlinin en temizini bulmak.

Bekar öğrenci sık sık çamaşır yıkayamadığı için mecburen daha önce üzerinden çıkarttığı kirli çamaşırlardan en temizini bulup giyinir.

İşte ben AKP’nin ekonomi yönetimi için başvurduğu isim çabasına da tıpkı bekar öğrencilerin seçimine benzetiyorum.

Erdoğan iktidarının en büyük sorunu elinde kadro yok.

Dönüp dolaşıp aynı isimler üzerinde karar veriliyor.

Mehmet Şimşek yeniden vitrine çıktı.

İkna için adeta ulusal seferberlik ilan edildi.

Mehmet Şimşek yok dedikçe heyetlerin biri gidiyor biri geliyor.

Son haberler “Bu memleketin sana ihtiyacı var. Bu vatan görevi” ifadeleri karşısında Şimşek’in kabul ettiği…

Mehmet Şimşek ekonomiden sorumlu bakan olacak.

Mehmet Şimşek ne yapabilir?

Londra’da nasıl bir güvence verebilir?

Bana göre ortada ciddi bir güven sorunu var ve yabancı sermaye gelmek için acele etmeyecek.

O halde her şey yolunda gitse bile piyasalar bu süre içerisinde ne olacak?

DOLAR: Dolar öyle ya da böyle değer kazanacak. Tek umudumuz Turizm kan kaybediyor. Enflasyon nedeniyle artan maliyet ve yükselen asgari ücret sektörü rekabet edemez hale getirdi. Bir de doların baskı altında tutulması özellikle Rus turistler için Türkiye’yi cazip bir ülke olmaktan çıkartıyor.

O halde doların rekabet için yükseltilmesi gerekir.

Bir başka kaçınılmaz gerekçe ise dolar kıtlığı. Dolar likiditesi her geçen gün azalıyor.

Merkez Bankası rezervi 20 yıl öncesine geldi. İthalat ucuzluyor. İhracat için üretim maliyeti artıyor.

Cari açık her ay 10 milyar dolara yaklaşıyor.

Alın size bir gerekçe daha.

Bunu gibi onlarca neden var doların yükselmesi için.

Merkez Bankası da biliyor. Bu nedenle bugünden sonra kontrollü yükseliş için artık yeşil ışık yakacaklar. Dolar için ilk rakam 24.

Bu seviyede piyasaların gazını alacaklar.

Ya sonrası?

Onun için cuma günü açıklanacak kabineyi ve ekonomi programını görmemiz lazım.

Faizin enflasyona sebep olup olmadığı düşüncesindeki ısrar dolar için yeni hedefi belirleyecek.